Ah be kardeşim, demokrasi dedin mi akla ne gelir? Eski Yunan’dan miras, “demos” halk demek, “kratos” güç. Öz Türkçe anlamı “Halkın gücü” demektir. Yunanca okuyup, Türkçe uygulamaya çalıştığımız demokrasinin Muğla’daki tezahürüdür bu yazı!

Türkiye’de demokrasi anlatmak, “yabancı bir kavramı halka öğretmek” değil; unutturulmuş kendi sözünü yeniden hatırlatmaktır esasen. Ancak Muğla’da böyle bir örneği de sergilendi.

Biz “itaat” ile “hürmet”i karıştırmasak,“fikir ayrılığı”nı “ihanet” saymasak ve “halk”ı “kitle” değil “bireylerden oluşan bir akıl birliği” olarak görsek kafi olacaktı be dostum. Anadolu yeter tek başına demokrasi anlatmaya, denizleri aşmaya lüzum yok.

Neyse efendim, gelelim asıl konumuza..Muğla, bu ara çok felsefik günler yaşadı. Neden bugün? Bunu anlamakta zorlandım. Niye bu bilgilendirmeler CHP Muğla İlçe Kongreleri öncesinde yapılmadı acaba? Demokrasiden ne anladığını tekrar etmesi gerekenler için öne alınmalıydı. Üstün körü anladığı ile yüzleşmek isteyenler olabilir diye hiç mi gelmedi kimsenin aklına. Bir sempozyumun, bir çalıştayın şehre belki gözle görünür bir faydası olacaktı kimbilir?

Demokrasinin “Demos”u Sempozyumu’nda, anlatılanlar teorikti. Havada kalmasın tam otursun yerine. Ben size şehrimizdeki uygulamasını anlatayım. Soyuttan somuta geçelim, hocaların emeği, kamunun kaynakları boşa gitmesin.

Bunun için pahalı bir astral seyahate ya da yıllar öncesine gitmeye gerek yok. 19 Ekim 2025′ de gerçekleşen Muğla’da, CHP’nin 39. Olağan İl Kongresi’nde “demos”u gören olmuş mu acaba? Ama “kratos” u görenler çok olmuş! Bak hele…

Söylemde herkes “parti içi demokrasi” diye bağırıyor, ya eylemde nerdeler? Bakalım birlikte:

Eşler listesi, kota fiyaskosu, belediye başkanlarının gölgesi diye diye uçuşan ve sessizlikle karşılık bulan keskin iddialarla yetkili makamlara başvuranlar!

Uçurum mu? dediniz evet doğru teori ile uygulama, söyledikleri ile yaptıkları arasındaki uçurum Muğla’nın o güzel koyları kadar derin.

Bak Muğla’ya, 2025 Ekim’indeyiz, kongre salonu tıka basa dolu. Nail Kızıl kongre sabahında yalnız değildi ancak kongrede tek aday ve hayırlısı olsun il başkanı seçiliyor.

İyi güzel, ama liste?

Belediye başkanları ve eşleri kurultay delegesi olmuş, Bodrum mikrofonda bağırıyor “örgütümüzün sesi kısılmıştır” diyor. Listeyi eline alınca üyelerin hepsinde benzer sert eleştiriler: “Örgüt temsili” diye bir şey kalmamış, “aile temsili” almış yürümüş.

Demos, demokrasi enkazının altından soruyor : Sesimi duyan var mı?

Türkçesini yazayım: Halkın sesi mi? Yok!

3 Adaydan ikisi, “delegeler tehdit ediliyor” diye onları zor durumda bırakmamak için adaylıktan çekilmiş, basına verilen demeçleri böyle diyor. Bu duruma kayıtsız kalmayan delegelerin sessiz protesto oyları havada uçuşmuş: 515 delegeden 144’ü boş oy atmış, demos adeta “Bizi unuttunuz” diye bağırmış ama duyan kim? Kratos’u elinde tutan yapmış yapacağını!

Kota meselesi desen, ona da vakit yetmemiş anlaşılan. Okunmayan tüzükte yüzde 35 kadın kotası yazıyor, gençlik kotası, hukukçu kotası… Ama listede? 8 yerine 6 kadın, disiplin kurulunda 4 hukukçu yerine 2 hukukçu Muğla için uygun görülmüş. Tüzük, duvar süsü olarak asılı kalmış!

Delegeler ayağa kalkmış, Menteşe İlçe Seçim Kurulu’na itiraz dilekçesi yağdırmış: “Seçimleri iptal edin!”

Sahte imza mı? Kota ihlalleri mi? İddialar var da genel merkezden ses var mı? Yok! Mazbata geldi. Fotoğraf çekimleri yerinde.

Demos halini duyurmak için Hermes’in peşinde Hermes yazdı da okuyanı bulamadı!

Türkiye geneline bak, Muğla yalnız değil. İstanbul İl Kongresi’nde saldırı iddiaları, kayyum tartışmaları; İzmir’de arbede, tutuklu adaylar. Özgür Özel Brüksel’de “Millet iradesine sahip çıkıyoruz” diye miting yapıyor, ama içeride irade kimin? Bilen bilmeyene anlatsın bir zahmet! Delegelere para, iş vaadi iddiaları kurultay davalarını sarmış. “Partimizi ne hale getirdiler?” diyenlerin feryadı göğe uzanmış!

Belediye hizmetleri desen “ne hizmeti kaç gün yurttalar, ne zaman randevu istesek yoklar! ” diyenlerin sayısı kilometreyi aşmış!

Halka hatırlatayım: “Demos” sensin Muğlalı kardeş, ama “kratos” yani güç sende değil “bazılarının” ellerinde.

Canım Hocalar, ne zaman Muğla’dan çağrı alsanız gelirsiniz çok teşekkür ederiz. Lakin, ‘Demokrasinin Demos’unu anlatmaya Muğla’ya kadar gelmeyin, rica ederim. Hiç alınmayın lütfen hemen anlatayım haklı gerekçelerimi: Belediyelerin zaten bütçe sıkıntısı büyük. Cumhuriyet mirası satılıyor. Niçin ? Bütçeyi denkleştirmek ve yola devam etmek için!

İyisi mi siz, Ankara’da anlatın bunları. Türk kültürüne felsefesine göre anlatın. Yunanca okuyup Türkçe uygulamaya geçince demekki bu kadar anlıyoruz Demos’u. Üstelik öyle bir anlatın ki, bu kez anlamayan kalmasın!

Benden duymayın zaten yurttaş biliyor: Muğla’da seçilmek için Ankara’da ve İstanbul’da kamp kuruyorlar. Ankara’dan, şehirlerin yerel dinamiklerine danışılmadan alınan kararlar, Demokles’in kılıcı gibi yerelde halkın üzerinde bir tehdit oluşturuyor ve yerel iradeyi zayıflatıyor. Bilim, felsefe işte bu yüzden başkentten yükselmeli. Muğla’ya gezmeye, tatile, kültüre, tarihe bekleriz Hocam.

Aman bir dakika satırlar bitmeden yetişeyim. Bir sorum daha var : Kardeşim sizin Yunanlardan bağımsız işiniz var mı? Zeytin hasadı videosunda Posedion anlatılır, düğün yemeği festival afişinde Türk bayrağı yanına Yunan Bayrağı kondurulur, her sene Bodrum’da iki yaka festivalleri mutlaka olur, merkezde sempozyumda demokrasi Yunan felsefesinden aktarılır?

Sizden, Türkiye’de, Türk kültüründen de güzel fikirli işler bekleriz!

Ne demişler sözü uzatmayalım “Arif’e tarif gerekmez.”

Haydi selametle…